Türkiye'de tutuklu milletvekilleri tahliye edilmedi, siyasi kriz meydana geldi

Vikihaber, özgür haber kaynağı!

27 Haziran 2011, Pazartesi


Türkiye'de önce Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesi, ardından CHP'li Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal, MHP'li Engin Alan ve BDP destekli beş bağımsız milletvekilinin tahliye taleplerinin reddedilmesi nedeniyle siyasi bir kriz yaşanıyor.

Kriz geçtiğimiz günlerde Balbay ve Haberal'ın tahliye edilmemesiyle başladı. CHP genel başkanı karar üzerine cumartesi günü "Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa TBMM sorunlu açılıyor. Dönüp bakmamız gerekiyor, bu sorunları kim yaratıyor, ana muhalefet mi yoksa iktidar mı? Bu sorunlar bilinmiyor muydu? Biliniyordu, niye bu sorunu aşmak için gayret sarf edilmedi?" dedi. Dün ise Kılıçdaroğlu "milletin iradesi tecelli edip" tutuklu vekiller meclise gelip yemin edene kadar CHP'nin ödün vermeyeceğini, 550 milletvekilinin tamamının orada olmasının engellenmemesi gerektiğini söyledi. "Halkın kendi seçtiği parlamenterlerin Meclis'e gelmesini engelleyen bir güç varsa bu güce karşı ortak duruş sergilemesi gerektiğini" de ekledi. Alınan mahkeme kararına Haberal'ın avukatı "verilen kararın hukuki dayanaktan yoksun ve kamu vicdanını rencide eden bir karar olduğu"nu savunarak itiraz etti. Haberal'ın seçim bölgesi olan Zonguldak'ta ise sokaklara Haberal'ın afişleri asıldı. Tahliye yarınki yemin törenine kdar gerçekleşmezse CHP'li vekillerin meclise gideceği ama yemin etmeyeceği öne sürülüyor.

Barış ve Demokrasi Partisi destekli bağımsız vekiller ise meclisi boykot edeceklerini açıkladı. Bu karar Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin Yüksek Seçim Kurulu tarafından düşürülmesinin ardından alınmıştı. Hatip Dicle ile KCK'ya üye olduğu iddia edilen ve tahliye edilmeyen vekillere destek için dün İstanbul'un Şişli semtinde toplanan ve Taksim Meydanı'na yürümek isteyen 1500 kişilik gruba polis müdahale etti. Polis gruba biber gazıyla müdahale etti, göstericiler polise taşlar attı, çevredeki dükkânlar olaylardan zarar gördü. Biber gazından milletvekili Sırrı Süreyya Önder de etkilendi. Olayların ardından yeniden toplanan grup BDP'nin İstanbul il binasına gitti. Buradan yeniden Taksim Meydanı'na gitmek isteyen gruba polis ikinci kez müdahale etti. Olaylarda toplam dokuz polis yaralandı, 40 gösterici göz altına alındı. Adana'da ise yüzleri maskelerle kapatılmış bir grup, lastik ve koltuk yakarak bir caddeyi trafiğe kapattı. Grubun polise taşlar ve havai fişek ile saldırması sonucu polis biber gazı ve su ile karşılık verdi. Olaylarda bir polis hafif yaralandı. Şırnak'ta BDP'liler süresiz oturma eylemi başlattı. Milletvekili Altan Tan Diyarbakır'da "AKP’li milletvekili görürseniz selamı sabahı kesin. Hiç bir şey olmamış gibi utanmadan artık bu sokaklarda gezememeliler" dedi. Abdullah Öcalan'ın boykot kararını desteklediği bildirildi.

MHP genel başkanı Devlet Bahçeli yaptığı yazılı açıklamada tahliye taleplerinin reddini "bir hukuk skandalı" olarak niteledi. Bu kararın bir üst mahkeme tarafından ortadan kaldırılması gerektiğini söyleyen Bahçeli, yargının taraflı ve siyasallaştığını belirtti. Çözüm yeri olarak meclisi gösteren Bahçeli "Milliyetçi Hareket Partisi, TBMM'nin saygınlığına ve millet iradesinin vazgeçilmezliğine inandığından dolayı, yemin törenine tüm vekilleriyle eksiksiz katılacak ve demokrasinin işlemesine destek verecektir" dedi. "Boykot kararı alanların, bunu aklından geçirenlerin, TBMM'yi kirli emellerine alet etmeye yeltenenlerin krizden, kavgadan ve kaostan beslenenler olacağı tartışmasızdır" diye ekledi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül "Çözüm yeri şüphesiz ki TBMM’dir. Hepimizin temsilcilerinin bulunduğu yerdir" sözlerini kullandı. AK Partili Cemil Çiçek "Meşru zemin Meclis'tir. Sorunları Meclis'te çözün. sokakta çözüm olmaz" dedi. AKP'li Taner Yıldız "Meclis’in açılması birçok konunun ilacı olacak. Sorunların çözümünün ana merkezi Meclis’tir. Meclis’in açılmasıyla tartışma zemini genel kurula taşınacak, bu da temel çözüm yoludur. Cumhurbaşkanı’nın yapacağı konuşmanın karşılık bulacağına inanıyorum. Eninde sonunda Meclis’e gelineceği kanaatindeyim" diye açıklama yaptı.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Birinci Dairesi Başkanı İbrahim Okur, "kişisel olarak, ben milletten bu kadar oy almış kişinin parlamentoda olmasını isterdim" dedi. Doğru Yol Partisi genel başkanı Çetin Özaçıkgöz "işin sonunda, terör, KCK ve Ergenekon sanıklarının genel afla serbest bırakılacağını, buna da 'Milli Barış' denileceğini" iddia etti. Büyük Birlik Partisi genel başkanı Hakkı Öznur ise "YSK'nın Hatip Dicle kararının, Türkiye'ye yeni bir kaos dalgası getirdiği"ni söyleyerek, BDP'nin "paramiliter bir yapılanma içinde olduğu"nu ve "Dicle'nin durumunu bilmesine rağmen onu aday gösterdiği"ni iddia etti.

Kaynaklar